Powered By Blogger

Merhaba!

Başağın Huzur Köşesi'ne hoşgeldiniz. Dileğim, bloğumu bütün izleyenlerin, sayfalarımda huzur bulmasıdır.
Henüz yapım aşamasında olan bloğumda, ilerleyen zamanla birlikte, sizi gün boyu yaşadığınız streslerden uzaklaştıracak, aynı zamanda faydalı bilgiler kazanacağınızı umduğumbir dünyanın kapısı aralanacak.
Hep birlikte, kimi zaman gül bahçelerinde gezine ceğiz, kimi zaman, gurubu seyredeceğiz dalgaların beyaz köpük lerden güller saçtığı sahillerde...
Kimi zaman, türk şiirinin üstad larının mısralarına tutunarak, İstanbul'un ihtişamını bir başka tepeden seyredeceğiz, yorulduğumuzda Faruk Nafiz'in "Hanı"n da konaklayarak duvarlardaki yazıları şişesi is bağlamış bir lambanın ışığında okuyacağız.
Kimi zaman, bir ebru teknesinin üzerine eğilerek rengârenk hayallerimizi seyre dalacağız.
Bir kaç yüzyıllık bir yazma kitabın sayfalarına nakşedilmiş altınlar, kuyumcu vitrininde gördüklerimizden çok kamaştıracak gözlerimizi...
Minyatürlerin zaman tünelinden geçerek "Alice" gibi farklı bir dünyaya adım atacağız. Eski, yeni bir sürü kitabı yeniden keşfedeceğiz birlikte...
Hazret-i Muhammed (s.a.v.)'in hadisi şeriflerini okuyarak şerefleneceğiz, Mevlana'nın özlü sözleriyle tefekküre dalacağız, Yunus Emre'nin mısralarıyla bir kere daha öğreneceğiz dünyaya kavga için değil, sevgi için gel diğimizi...
Kimi zaman örgü örecek, dikiş dikeceğiz. Sevgiler!
































11 Ağustos 2010 Çarşamba




SEKER HASTALARININ GİZLİ DÜŞMANI:
EŞ-DOST SOFRALARI

Malum, biz misafirperver bir toplumuz. Evimize gelen misafire elimizden geldiğince bol ikramda bulunuruz. İkram etmeyi sevmek büyük bir erdemdir.
Ama ikram etmeyi bazen öyle abartırız ki, ikram ederken yaptığımız ısrarın misafirimize zarar verebileceğini hesaba katmayız. Misafirin sağlık durumunu hiç göz önünde bulundurmayız.
Bilindiği gibi her hastalığın bir perhizi vardır. Şeker hastalığı perhizi en zor olan ciddi hastalıklardan biridir. Şeker hastalarına rafine şeker, üretiminde rafine şeker kullanılmış gıdalar, şerbetli hamurlu tatlılar (baklava, şöbiyet vs.), meyve suları (taze sıkılmış dahi olsa) yasaklanmıştır.
Perhiz yapmak, herkes şapur –şupur yerken, bazı gıdalardan yiyememek şeker hastası için zaten yeterince zordur. Üstelik misafirliğe gittiği evin sahibi kendisini ısrarla yasak olan yemeklerden yemeye zorlaması, diyabetli hastanın durumunu daha da güçleştirir.
Kolay mı? Bir yanda hastalığı, bir yanda “Beni ye!” der gibi gözünün önüne dizilmiş tatlılar, börekler, diğer yanda çok sevdiği dostu olan ev sahibinin onlardan yemesi için ısrarla üstüne düşmesi. Bir yanda zaten yiyemediği için özlediği nefis yemekler, bir yanda “Yemezse kendisine güceneceğini ima ederek “Bir defa yemekten bir şey olmaz.” diyerek ısrarına devam eden sevgili dostu!
O an diyabet hastası için ne büyük işkencedir? Misafirinin önüne birkaç tabak yemek koydu diye onu hepsinden tıka basa yemeye mecbur eden evsahibi bunun farkında mıdır?
Şeker hastası çok iyi bilir ki, o anda tahriklere kapılarak yiyeceği bir tabak tatlı, börek, içeceği bir bardak meyve suyu, vücudundaki insülin dengesinin bozulması suretiyle 2,5 saat sonra burnundan gelecektir. Belki şeker komasına girecek, gecenin devamını “ACİL”de geçirmek zorunda kalacaktır. Belki o komadan çıkamayacaktır bile…
Misafirine ikram etmenin erdem olduğunu bilen ev sahipleri, ikram edilen şeyi yemeleri ya da tabaktakinin hepsini silip süpürmeleri için ısrar etmenin “İLKELLİK” olduğunu bilsinler lütfen. Diyabetli dostlarını gerçekten seviyorlarsa, onları evlerine davet ettiklerinde diyabetlilere dokunmayan alternatif bir ikram hazırlasınlar.
Bu yapamıyorlarsa lütfen hastalıklarına dokunacak yemekleri yemeleri için ısrar etmesinler.Herkese sağlıklı günler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder